Funke yayın ekibinin mevcut durum ve işçi hareketinin görevleri hakkında açıklaması. Lies das Statement hier auf Deutsch und BSK.
Avrupa, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük acil durumla karşı karşıya. Sağlık otoritelerinin kendimizi fiziksel olarak tecrit etmemiz yönündeki taleplerine uymak önemli. Bu önlemi içerik açısından ve fiilen destekliyoruz. Bu ülkeyi kriz zamanlarında bile ayakta tutanların pratik iradesini ve sosyal çıkarlarını temsil eden pozisyonu temsil ediyoruz: Çalışan insanların programı.
Bu durumda işçi ve ücretlileri toplumsal olarak gereksiz işler yapmaya zorlayan yönetici ve patronları keskin bir şekilde eleştiriyoruz. Bu anlamda, son günlerde bencil kâr çıkarlarını “yarı önlemler” politikasıyla sistematik olarak teşvik eden ve etmeye devam eden Avusturya federal hükümetini de eleştiriyoruz. İşçi sınıfının politik bilinçli kısmını, bu sorumsuz patronlara ve bu politikaya karşı şirketlerinde kolektif direniş örgütlemeye ve gerekli sıhhi önlemleri uygulamaya ve uygulatmaya çağırıyoruz. Gereksiz üretim ve hizmetler işçilerin kendileri tarafından durdurulmalıdır.
Özel dayanışmamız yıllardır kötü koşullarda çalışan ve şimdi hastaların bakımını, tamamen yetersiz kaynaklarla donatılmış olarak, özveri ve bağlılıkla sağlayan sağlık çalışanları için geçerlidir. „Cepheye boş kartuşlarla gönderiliyoruz,“ diye yazıyor bir hemşire. Cevap veriyoruz: Siz kahramansınız! Minnettarlığımızın işverenlerin ve politikacıların boş sözleriyle hiçbir ortak yanı yok. Çalışma koşullarınızı iyileştirmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağımıza söz veriyoruz.
Şimdi askerliğini sivil olarak yapmış kişiler öngörülebilir tıbbi acil durumun yönetilebilir hale getirilmesi için geri çağrılmaktalar. Bu gruplara çağrıya hızla uymaları, gönüllü olmaları ve felaketle mücadele etmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Ayrıca son yıllarda işlerinden ayrılan ve sağlık kuruluşlarında gönüllü olmaya uygun olan sağlık profesyonellerine de hitap ediyoruz. Gönüllülerin sosyal ve demokratik haklarının tam olarak garanti edilmesini ve branş standartlarına uygun bir ödeme almalarını talep ediyoruz.
Bu krizle başa çıkmak için kamu arzını ve düzenini korumamız gerekiyor. Özellikle kritik bir durum, gerekli tıbbi ve sıhhi malzemenin eksikliğinden kaynaklı olarak hüküm sürüyor. Kâr yönelimi, patent hakları, fiyat spekülasyonu ve milliyetçi çatışmalar, gerekli malzemenin seri üretimini ve dağıtımını engelliyor. Bu şu anda, özellikle dünya çapında eksik olan COVID-19 hızlı ve kitlesel testler için geçerli. Fakat bu sorun hızla, çok sayıda diğer sıhhi, tıbbi ve tıbbi-teknik ürüne yayılacaktır.
Bu yüzden çağrıda bulunuyoruz:
- İnternette sıhhi ve tıbben gerekli malzemelerin tariflerini, üretim talimatlarını ve teknik özelliklerini halka açık bir şekilde dağıtmak için tüm bilim insanlarına ve teknisyenlere. Bu özellikle corona virüsünün (SARS-CoV-2) tespiti için şu anda geliştirilen hızlı testler, hastalığı tedavi etmek için kullanılan tüm ilaçlar, hayatta tutan yoğun bakım için gerekli tüm tıbbi-teknik ekipman, hastane yatakları ve sağlık çalışanları için tüm koruyucu malzemeler için geçerlidir. (dezenfektanlar, koruyucu maskeler, güvenlik gözlükleri …).
- Laboratuarlarda, eczanelerde, üniversite tesislerinde ve teknik olarak mümkün olan tüm üretim atölyelerindeki çalışanlara, üretimin toplumsal olarak gerekli ürünlerin üretimine dönüştürülmesini uygulamaya çağırıyoruz.
- Üretim ve toptan satış şirketlerindeki spekülatif, fiyat yönlendirici davranışlar çalışanlar tarafından halka duyurulmalıdır. Bu şirketler, çalışanların kontrolü altında tazminat ödenmeksizin kamulaştırılmalıdır.
- İlave konaklama ve hastane kapasitesini sağlamak için, otellerde ve konut piyasasında mevcut tüm boş kapasite, merkezi olarak kaydedilmeli ve kamusal ihtiyaç halinde talep edilmelidir. Bununla birlikte toplumdaki sosyal ve psikolojik açıdan savunmasız grupların ihtiyaçlarına özel önem verilmelidir: küçük apartmanlardaki aileler, evsiz insanlar ve aile şiddetinden etkilenenlerin bu güvenli ve sağlıklı yaşam alanına özellikle hakları var.
Sosyal krize hayır!
Salgının patlak vermesi, ekonomik krizin birçok üretim alanında bir gerçeklik haline geldiği bir zamanda gerçekleşti. Bu hafta hisse senedi ve emtia piyasalarında fiyatların düştüğünü gördük. Corona krizinin dinamikleri, durumdaki çelişkilerde zaten gözlemlenebilmekte olan derin bir küresel krizi tetikleyecektir. Hastalığın acılarından sonra, büyük bir toplumsal acı ve yoksulluk dalgası yaşayacağız. İşçi sınıfının yoksullaşmasına karşı önlemlere ihtiyacımız var:
- 9 Mart’tan itibaren geçerli olarak işten çıkarılma ve atılmaları yasaklayan yasal düzenleme;
- Maaşların bütün olarak ödenmeye devam edilmesi;
- Bu kriz nedeniyle gelir kaynaklarını kaybeden, güvencesiz çalıştırılan herkes ve tüm serbest meslek sahipleri için yeterli gelirin güvence altına alınması;
- 14 yaşından küçük veya özel bakıma ihtiyacı olan çocukları olan ebeveynler için dönüşümlü, sınırsız bakım izni;
- Öğrenciler ve üniversite öğrencileri, kurs katılımcıları ve lise bitirme sınavına hazırlananlar, eğitim kurumlarında olduğu gibi evden aynı öğrenme başarısını elde edemezler. Kaçırılanları telafi etmek için notlandırma sisteminin askıya alınmasını, bir sonraki okul seviyesine geçişi ve sağlık krizinin sona ermesinden sonra daha fazla öğretim elemanı talep ediyoruz.
Egemen sınıfın siyasetine güvenmiyoruz!
Geçen hafta gelişen krizde, bazı kapitalistlerin ve çıkar savunucularının, çıkarlarını temsil etme ve uygulama konusunda özellikle bencil ve vicdansız olduklarını görüyoruz.
Bu asosyal duruşun öncüsü bir kez daha, 12 Mart’ta “istikrarlı büyüme koşulları” çağrısında bulunan ve bundan belirli demokratik, işçi ve sendika haklarının derhal kaldırılmasını anlayan sanayi birliğidir. Aynı sanayi Birliği, şirketler üzerindeki en önemli vergi olan kurumlar vergisindeki azalmanın derhal düzenlenmesini de talep ediyor!
Ülke genelinde yüz binlerce işçi, burada sadece en yoğun haliyle karşılaştığımız bu açgözlü bencilliği yaşıyor. Binlerce kişi işten çıkarıldıklarına dair fesih mektubu alıyor. Bazı personel müdürleri aceleyle anneleri işten çıkarmaya çalışıyor. Diğer şirketlerde üretimi sürdürmek için özel primler ödeniyor. Şirket yöneticilerinin sayısız asosyal davranış vakasını biliyoruz. Örneğin, birkaç çalışan için SARS-CoV-2 testi pozitif sonuç vermesine rağmen, işçilerin tehlikeli vardiyalarda çalışmaya devam etmek zorunda olduğu büyük bir metal şirketi. Bu davranış, kâr peşinde koşmalarından kaynaklanmaktadır. Pazarlar için rekabet ve kârı arttırma çabaları, toplumsal acil durumlarda bile devam ediyor. Onlara İtalyan grevcilerin sloganı ile sesleniyoruz: „Bizler sizin kurbanlık hayvanlarını değiliz!“
Biz bu çağrıyı yazarken, yüksek riskli turistik bölgelerde teleferikler çalışmaya devam ediyor. 5 Mart günü, Tirol sağlık otoriteleri Danimarka, İzlanda, İngiltere’deki Tirol tatilcileri arasında meydana gelen ve Tirol kayak alanlarına kadar açık bir şekilde izlenebilen yüzlerce Corona vakası ile herhangi bir bağlantıyı reddetti. Avusturya turizm endüstrisinin bencil davranışı ve siyasi kolu olan Avusturya Halk Partisi, bugün Avrupa genelinde halihazırda tanınmış bir gerçektir.
Bu nedenle siyasi olarak ulusal birliğe tabi olmayı reddediyoruz. Bunun yerine, işçi sınıfının siyasi ve sosyal çıkarlarının desteklenmesini ve kamusal her platformda temsil edilmelerini talep ediyoruz. Sendika ve SPÖ (Avusturya Sosyal demokrat partisi) liderliğinin bağımsız bir konuma sahip olmamalarını şiddetle eleştiriyoruz. Şimdi göreviniz işçi sınıfının çıkarlarını formüle ve organize etmek.
2008’deki mali kriz sırasında, parlamentodaki tüm partilerin ortak kararı Avusturya bankalarına 100 milyar € değerinde kurtarma fonu sağladı. Bu siyasi irade bize o zamandan beri 11 milyar € ya mal oldu ve yatırımcıların bütün banka garantileri işçi sınıfı tarafından karşılandı. Bunun için neredeyse hiçbir suçlu bankacı ve tek bir yozlaşmış Avusturyalı politikacı hapse atılmadı. Hayır, bugün herkes için mümkün olan en iyi şeyin yapıldığına dair şüphemizi ifade etmek için yeterince nedenimiz var.
Bu nedenle: ulusal bir birlik oluşturma çağrısını kabul etmeyi reddediyoruz. „Avusturya Ekibi“ ideolojisi, ortaya çıkan krizi önlemek ve olabildiğince iyi üstesinden gelmek için uygun değil. Bu kisve altında, iktidar sahipleri ve onların çıkar grupları, çıkarlarını savunmak için her şeyi yapmaya devam edecektir. Bunlar kâr hırsının çıkarları. Bunlar corona kriziyle mücadelenin önünde duruyor. Ve krizin ekonomik ve sosyal maliyetlerini omuzlarımıza yüklemek isteyecekler.
Bu nedenle şunları savunuyoruz:
Başka banka kurtarma fonu istemiyoruz. İflas eden bankalar kamulaştırılmalıdır. Sadece küçük yatırımcılar tazmin edilmelidir.
Toplu işten çıkarmalar veya fabrika kapatmayı planlayan şirketler kamulaştırılmalı ve üretim personelin kontrolü altında sürdürülüp ve gerekirse dönüştürülmelidir.
Biz, „Funke“ nin devrimci Marksistleri (IMT’nin bir parçası, Uluslararası Marksist Eğilim) sadece kendi sınıfımızın gücüne ve aklına güveniyoruz. Yoldaşlarımız sosyal olarak gerekli tüm faaliyetlere sorumlu ve fedakarca katılacaklar. Sıhhi önlemlere bağlı kalacağız ve onları tanıtacağız. Aynı zamanda politik çalışmalarımızı da tam olarak sürdüreceğiz.
Siyasi çalışmamızı yeniden düzenliyoruz, ama durmayacağız. Etkinliklerimizi çevrimiçi düzenleyecek ve yayınlarımızı size elektronik ortamda ulaştıracağız.
Tüm destekçilerimizi bizi her şekilde aktif olarak desteklemeye çağırıyoruz:
- Onaylıyorsan, materyalimizi dağıt
- Bize durum hakkında rapor ilet
- Yaptığımız işi maddi olarak destekle
- Bizimle aktif ol
Funke yayın ekibi,
15.03.2020